TARİH VE DUYGU YÜKLÜ BİR TUR

TARİH VE DUYGU YÜKLÜ BİR TUR

07 Ağustos, 2022 18:08, Haberler by carraro 0 Yorum

Ege Üniversitesi Bisiklet Topluluğu tarafından bu yıl 13’üncüsü düzenlenen Çanakkale Şehitlerini Anma Turu ile sizleri geçmişte yolculuğa davet ediyoruz

Merhabalar. Herkese öncelikle kendimi tanıtarak yazıya başlamak isterim. Ben Burak İNANÇ, aktif olarak 7 yılı aşkın zamandır bisiklet sürmekteyim. Belirli bir dönem dağ bisikletinde yarıştım. Türkiye’nin bir çok bölgesini bisikletle tur yaparak ziyaret etme fırsatı buldum ve şu anda  Accel Bisiklet’te Pazarlama Uzmanı olarak çalışmaktayım. Bugün sizlere hikaye tadında bir turumuzdan bahsedeceğiz. Şimdi karşımda Ege Üniversitesi Bisiklet Topluluğu (EBİT) Başkanı Ekin ÖZTÜRK  ve Topluluk Eğitmeni Emre ÖZER var. Soru- Cevap eşliğinde neler yaptık, neler yapıyoruz anlatmaya çalışacağız.


BURAK : Merhabalar  Ekin , bizlere topluluğunuzdan, yaptıklarınızdan kısaca bahsedebilir misin ? 
EKİN: Tabii. Öncelikle Merhabalar. Bisiklet  Topluluğumuz,  Ege Üniversitesi topluluklar bünyesinde olup çevreye, insanlara, trafiğe karşı duyarlı olmayı, bisikleti bir amaç değil araç olarak kullandırtmaya çalışan bir topluluk diyebiliriz. Bu noktada  EBİT olarak İzmir çevresinde  hafta sonu git-gel şeklinde düzenlediğimiz  turlarımız mevcut. Bu turlara ek olarak Kış kampı ve yaz kampları yaparak yılın yorgunluğunu atmaya çalışıyoruz. 
BURAK: Haftasonu turlarının dışında büyük etkinlikler düzenliyor musunuz ? 
Burada Emre söze giriyor.
EMRE : Sadece hafta sonu turları ile sınırlı kalmıyoruz. Yıllardır süre gelen Çanakkale Şehitlerini Anma Turu’nu düzenliyoruz. Hatta bu yıl 13.sünü düzenledik. Ek olarak yeterli destek bulunması halinde de Üniversitelearası bisiklet festivali düzenlemeye çalışıyoruz.
BURAK : Hazır lafı açılmışken izniniz olursa , bende de derin izler bırakan Çanakkale Şehitleri Anma Turu hakkında konuşmak istiyorum. Tur içerisinde de beraberdik fakat sizlerden detayları tekrar almak isterim. 
Bu esnada Ekin ve Emre sabırsız ve heyecanlı gözlerle birbirlerine bakıyorlar turu anlatmak için  Ekin söze başlıyor,
EKİN : Hemen başlayalım tabi anlatmaya .  Emre’nin de dediğini gibi bu yıl 13.sünü düzenlediğimiz geleneksel turlarımızdan birisi haline geldi Çanakkale Şehitleri Anma Turu.  
BURAK :   Buradan Çanakkale’ye kadar bisiket sürebilmek günlerce hiç kolay olmasa gerek, katılımcıların hepsi uzun süredir bisiklet sürüyor mu ? yoksa tecrübeli bir ekiple mi yola çıkıyorsunuz ?
EKİN : Çok büyük bir kısmı aktif bisiklet kullanıcı olmadan bu tura hazırlanıyor. Her yıl aramıza katılan yeni üyelerimizi sene başında ufak turlarla bisiklete ısındırmaya çalışıyoruz. Zaman içerisinde harika bir gelişim katediyorlar. İlk turlarında çoğu kişi   doğru vites ve fren  yapamazken zaman içerisinde hem kondisyon kazanıyor hemde bisikleti daha verimli kullanmasını öğreniyorlar.
BURAK: Başlangıç seviye bisiklet süren bir kişinin kısa zaman içerisinde böylesi uzun bir tura çıkıp, yapabiliyor olması takdire şayan gerçekten . Peki Hangi tarihlerde  bu turu gerçekleştiriyorsunuz ?  İsterseniz turdan da ufak ufak bahsedelim .
EKİN : Akademik takvim sebebiyle genellikle her yıl Nisan ayının sonu, Mayıs ayının başlarında tura çıkmış oluyoruz. 
Emre heyecanla  devam ediyor cümleye;
EMRE :  Bu yıl 30 Nisan Cumartesi günü yola çıktık. Toplamda 9 gün boyunca 27 kişi kamplı olarak gerçekleştirilen turda 670 Km  pedal çevirdik. Rotamızı hep olabildiğince sahil şeridi üzerinden sakin yerlerden götürmeye çalışıyoruz. Bu yıl ki rotamız da : İzmir- Çandarlı- Ayvalık, Küçükkuyu- Babakale- Geyikli- Bozcaada- Çanakkale olacak şekilde yaptık.
Bu esnada söyleşimize ufak bir ara veriyoruz. Sizleri Çanakkale turumuz ile baş başa bırakıyoruz.
Şimdi sizlere turumuzu kısaca hikaye tadında anlatmaya çalışalım. İyi okumalar;
Ege Üniversitesi Bisiklet  Topluluğu’nun düzenlediği  Carraro’nun sponsoru olduğu  13. Çanakkale Şehitleri Anma Turu  30 Nisan Cumartesi günü 27 üniversiteli genç ile birlikte harika bir serüvene başlandı. 


Turun 1. Günü Ege Üniversitesi Kampüsünden Çandarlı/ İzmir’e kadar  100 km’lik  bir sürüş yapılacaktı. Tur sabahında herkes son hazırlıklarını yaparken yaşadıkları heyecan gözlerinden okunuyordu. Polis sirenleri eşliğinde kampüsten çıkış yapılırken her bir katılımcının tüyleri diken diken olmuştu.  Siren seslerine kulak verip arabasından selam veren,  yol üzerinde durup bizlere el sallayan insanların şaşkınlığı bizleri daha da mutlu etti. Ağzımız kulaklarımızda bisiklet sürüyorduk. Herkesin mental ve fiziksel  dayanıklılığı yerinde olması sebebiyle ilk gün kamp yeri olan Çandarlı’ya  rahat bir şekilde ulaşıldı. Kimisi ilk kamp deneyimini , kimisi ise  ilk defa yemek yapma deneyimini yaşıyordu.  Gözlerde ‘’biz bir şeyleri başarıyoruz ‘’  cümlesini ima eden bakışlar yer almaya başlamıştı bile çoktan. İlk günün yoğunluğuyla herkes birer birer çadırına çekildi ve gece sessizliğe büründü ve böylece ilk günün sonuna gelindi.
Yolculuğun başından sonuna kadar her km’si ayrı bir keyif içerisinde geçti. İzmir’den çıkılıp  Çanakkale’ye gidilen bu yolda rotaların her biri özenle seçilmişti . Araç trafiğinin az olduğu , insana ve doğaya temas etmeden geçemeyeceğiniz  yolların üzerinde izler bırakılarak ilerlendi.  Turun en zorlu etaplarından birisinden bahsetmek istiyorum sizlere. Aslına bakarsak zor denildiğine bakılmasın tamamıyla mental açıdan yıpratıcı fakat belirli seviyeden sonra fiziksel yorgunlukta baş göstermeye başlıyor. Küçükkuyu – Babakale rotası yani turun 4. Günü herkesin merakla beklediği gün başlamak üzereydi. Bu rotanın özelliği  katılan kişiler için birer kırılımın gerçekleştiği günlerden olması . Sebebine gelecek olursak ; turun tam olarak ortasında olması mental açıdan kişilerin kendilerini en üst seviyede tutmaları gerektiği bir gün, eğer ki düşüş yaşanması halinde geride kalan günler kişi için biraz  çekilmez olabiliyor. Rotanın özellikle araç trafiğinden uzak olması, köy yolları üzerinden gidilmesi harika bir ayrıntı. Görülen manzaraların eşliğinde insanın kendini sorgulamaması içten bile değil. Hiçbir güzel manzara sizlere gelmiyor tabikide siz onlara gideceksiniz. Ne kadar çok çaba o kadar çok tatmin duygusu oluşturuyor. Yokuşun biri bitip diğeri başlıyor. Bir yandan grup içerisinde problem çıkmaması için çabalarken bir diğer yandan da  hava kararmadan o eşssiz manzaraya yetişme telaşı sarıyor içimizi. Böylesi hissiyatları detaylandırarak anlatmakta işin büyüsünü biraz kaçırabilir açıkçası . 
Gün  sonunda Babakale içerisinde yer alan Eski Osmanlı Kalesi’nin sularına tırmanılıyor  içten  bir nefes çekip  ufka doğru uzun uzun bakıyoruz. Derin düşüncelere dalıp güneşin usul usul batışını izlemek zamanda farklı bir boyut açıyor bizlere.
Çanakkale’ye bağlı Babakale Köyü’nün bir önemli tarafı da coğrafi konum olarak asya’nın en batısında yer almasıdır. Tarihi Osmanlı Kalesini ziyaret ederek günbatımını izlemenizi tavsiye ederim.
İlerleyen günlerde Çanakkale içerisine ulaşım sağlanıyor. Öncelikle Troya Antik Kenti’ni ziyaret ettiğimiz turda bisikletle ulaşımın sağlanması sebebiyle Gelibolu Yarımadasında yer alan kutsal toprakların tamamını ziyaret etme fırsatı bulamıyoruz. Çanakkale içerisindeki ilk günümüzde   Kilitbahir Kalesi’ni , Namazgah Tabyası’nı , Şahindere Şehitliği’ni ,  Alçıtepe’yi ve  Çanakkale Şehitleri Abidesi ‘ni ziyaret ediyoruz. Turumuzun Son gününde de   57. Alay’ı , Conk Bayırı’nı, Anzak Koyu’nu  ziyaret ederek turumuzu sonlandırıyoruz . Şehitlerimizin kanıyla  sulanmış olan bu kutsal topraklarda herkesin ziyaret sırasında boğazı düğümleniyor emin olun. Çanakkale Şehitleri Abidesi’nin altında dalgın dalgın düşünmeden edemiyor insan. Bunca uzun sürüşün yaratmış olduğu yorgunluk bir anda uçup gidiyor üzerimizden.   Anlatmaya gerek kalmadan hissedilen kahramanlıkların yaşandığı Çanakkale’yi bisikletle ziyaret ediyor olabilmek gurur verici. 


Turumuzun sonuna geldiğimizde arkamıza dönüp baktığımız zaman  birbirinden güzel anılar biriktirdiğimizi farkediyoruz. Yolculuğun başı ile sonu arasında herkeste bir değişim başlıyor.  Bu yolculuk herkeste bir devinim yarattı farkettirmeden. Kimimiz bir başka kimlik kazandık, kimimiz kabuklarını kırmaya başladı bile çoktan. 
Bu turun en önemli amaçlarından birisi Çanakkale Şehitlerini yaad etmek, şehitlerimizi anlamlı bir biçimde ziyaret etmek olsa da kişilerin benliklerini, hem fiziksel hem psikolojik  sınırlarını, yemek yapabilme becerilerini, zor şartlarla karşılaştıklarında  üstesinden gelebilme  yetilerine kadar bir çok alanda etkisi olduğundan habersiz uzun soluklu bir serüvendi.  Tur esnasında  Zaman zaman sinirlerin bozulduğu , gözlerden yaş aktığı, yorgunluktan bisiklet sürmeyi artık istemeyen bacakların halsizliği yaşansa da  gün sonunda herkes ağız dolusu gülüp birbirine destek olmayı unutmadı. 
Turda emeği geçen başta Accell Bisiklet / Carraro ailesine, bizlerle suyunu, kahvesini paylaşan ismini hatırlayamadığımız nice insana ve turda yer alıp birbirini her zaman destekleyen katılımcıların her birine ayrı ayrı çok teşekkür ederiz. 

Lütfen ikiden fazla bisiklet seçmeyin.