Uygun Bisiklet Nasıl Seçilir? I

Uygun Bisiklet Nasıl Seçilir? I

28 Kasım, 2017 00:11, Haberler by carraro 0 Yorum

1900’lü yılların başlarında, bisikletin şu an geçerli olan formunu aldığını görüyoruz. O zamandan bu zamana kadar geçen sürede tasarımcılar, kas gücünü daha etkili kullanmak için çabalamış ve bisikletin temel konstrüksiyonu üzerinde detay çalışmalar yapmışlar. Uygun bisiklet nasıl seçilir konusunda yoğun çalışmalar gerçekleştirmişler.

Tabii bu yoğun çalışmalar sırasında, bisikletin üzerinde gerçekleştirilen iyileştirmelerin tek başına çok işe yaramadığı, insan ölçülerinin de etkili sürüş için hesaba katılması gerektiği fark edilmiş. İlk olarak yalnızca cinsiyet temel alınarak, kadınların erkeklerden daha dar omuzları, daha küçük göğüs kafesleri, daha kısa gövdeleri, daha geniş ve eğik leğen kemikleri, daha kısa kolları, daha küçük elleri ile ayakları olduğu düşünülerek, onlara özgü bisikletler yapılmış. Fakat fark sadece cinsiyetle bitmemiş. Aynı boyda ve kiloda olsalar da uzuvlarının vücut ölçülerinin farklılık gösterdiğini göz önüne almışlar. Çiftteker ustaları çareyi, kullanıcıya özel daha özel aksam ve donanımlar oluşturmak ve uygun sürüş pozisyonunu saptamak için etkili yöntemler ve formüller bulmaya girişmişler.

Tam başarılı olduklarını düşünürlerken, bu sefer kullanım amaçlarına göre bisikletler ortaya çıkmaya başlamış. Demek istenen odur ki; bir yol yarışçısının, triatletin, pist yarışçısının, BMX sürücüsünün, iniş (downhill) binicisinin veya bir dağ bisikletçisinin sürüş pozisyonlarının değişiklik göstermesi gerekliliği ortaya çıkmış. Normal olarak hayata geçen her gelişim, bisikletin daha sağlıklı şekilde kullanılmasına yönelik gerçekleşmiştir. İdeal bisiklet seçimi, rahatlığın yanı sıra çeşitli sağlık sorunları ve sakatlanmaları önlemek adına oldukça önemlidir. Doğru olmayan veya yanlış ayarlanmış bir bisiklete sahip olmak, sürücünün sağlığı açısından büyük riskler taşıyor. Konuyu uzattığımın farkındayım. Fakat konunun önemini ve bisiklet seçiminin dikkat gerektiren ayrıntılara sahip olduğunu anlatmak için belli başlı bilgileri vermek istedim.

Günümüzde profesyonel bisikletçiler, ideal bisikleti ve uygun sürüş duruşunu aktarmak için farklı formül ve yöntemler tavsiye ediyor. Bu önerilerden önemli bulduklarım ile firmamda edindiğim deneyimleri harmanlayarak, sizlere tavsiyelerde bulunmaya devam edeceğim. İdeal bisikleti ve uygun sürüş pozisyonunu belirlemek biraz çetrefilli ve uzun zaman alan bir süreçtir. Çünkü sürücünün vücut yapısı, form derecesi ve esnekliği, sürüş alışkanlıkları ve tarzı, bisiklet üzerinde en uygun duruşu bulmasını etkiler. Bedenimizin bisiklet üzerindeki duruşu, sürüşümüze direkt yansır. Performansın pedallara sağlıklı şekilde ulaşması ve bisiklet üzerindeki pozisyonun rahatlığı, daima duruşun uygunluğu ile ilgilidir.

Bisiklet seçerken iki ana kriterimiz olmalıdır. Bunlar Konfor ve performanstır. Bu iki kriter arasındaki ahenk, bisikletin kullanım amacına göre farklılık gösterir. Bisiklet satın almadan yanıtlamamız gerek iki önemli soru vardır; “Bisikletimle ne yapacağım?”, “Bisikletimi nerede ve ne maksatla kullanacağım?”. Örneğin; bir pist yarışçısı, bisikletin konforuyla pek ilgilenmez. Zaten yarış boyunca seleye sadece 5-10 saniye oturur. Aksine, uzun yol bisiklet sürücüleri, bir günde 5-10 saatlerini seleye oturarak geçirirler. Uzun yol bisiklet sürücülerinin ilgilendiği, hızdan çok konfordur. Çünkü onlar yol boyunca karşılarına çıkan manzaranın tadını çıkarmak isterler.

Aslında Türkiye’den de kayda değer bir örnek verebiliriz. Bazen, çift amortisörlü, enli ve kalın dişli tekerlekli, motosiklet benzeri iniş (down hill) bisikletlerini, şehir içinde kullanan sürücülerle karşılaşıyorum. Oysa ki, yapısı tamamıyla yokuşlardan, dağlardan aşağıya inebilmek için oluşturulan bu modelleri, şehir içinde sürmek işkenceden başka bir şey değildir.

Seyir sırasında bedenimizin üç noktası bisikletle temas eder; eller, kalça ve ayaklar. İki teker üzerindeki konfor ve verimliliği, bu üç noktanın uyumlu pozisyonları belirler. Sağlıklı pozisyonu bulmak için farklı değişkenler vardır.

Ülkemizin farklı bölgelerinde bisiklet parçaları değişik adlarla biliniyor. Örneğin; bisikletin arka tekerleğinde bulunan dişliye; ruble, filibir veya vites dişlisi denilebiliyor. Hali hazırda kullanılan ortak bir terminoloji dili üzülerek söylemeliyim ki, yok. Oysa ki, ISO'nun (Uluslararası Standardizasyon Örgütü) bu konuda, üç ayrı dilde yayınladığı bir standart bulunuyor (ISO 8090:1990 Cycles-Terminology).

Lütfen ikiden fazla bisiklet seçmeyin.